SİYASET
Giriş Tarihi : 23-12-2019 13:41

ARADAN GEÇEN 89 YILA RAĞMEN...

Cumhuriyet Halk Partisi Kdz.Ereğli İlçe Başkanı Eylem Ertuğrul, Menemen kalkışmasının ağır izlerinin aradan geçen 89 yıla karşın toplumsal bellekten silinmediğine dikkat çekerek, Devri Şehidi Kubilay’ın yakın tarihte simgeleştiğini söyledi.

ARADAN GEÇEN 89 YILA RAĞMEN...

Cumhuriyet Halk Partisi  Kdz.Ereğli İlçe Başkanı Eylem Ertuğrul, Menemen kalkışmasının ağır izlerinin aradan geçen 89 yıla karşın toplumsal bellekten silinmediğine dikkat çekerek, Devri Şehidi Kubilay’ın  yakın tarihte simgeleştiğini söyledi.

Ertuğrul, yaptığı açıklamada şunları söyledi;

rejiminin 1925 yılındaki Şeyh Sait isyanından sonra tanık olduğu 2. önemli irtica olayı, Kubilay’ın şehit edilmesi ile sonlanan Menemen kalkışmasıdır; 23 Aralık 1930.. “Kubilay cinayeti”, Cumhuriyet tarihinin en önemli olaylarından biridir. Menemen kalkışmasının ağır izleri, aradan geçen 89 yıla karşın toplumsal bellekten silinmemiştir. Kubilay “Devrim şehidi” olarak yakın tarihte simgeleşmiştir. Adı  Mustafa Fehmi Kubilay. Baba adı Hüseyin, ana adı Zeynep, Giritli bir ailenin çocuğu, 1906 doğumlu, Kubilay bir öğretmen, Cumhuriyet öğretmeni 1930 yılında İzmir Menemen’de askerlik görevini yapıyor. 0 sırada 24 yaşındadır. Bu genç insan, Menemen’de 23 Aralık 1930’da şeriat isteyenler tarafından öldürüldü.
23 Aralık 1930’de Menemen’de ne oldu? Menemen’de 23 Aralık 1930’da patlak veren Cumhuriyet karşıtı olayda yedek subaylığını yapmakta olan öğretmen Kubilay şeriat isteyenler tarafından öldürüldü. Olayın elebaşısı, “Mehdi” olduğunu idia eden Giritli Mehmet (Derviş Mehmet) adında Nakşibendî tarikatına bağlı biriydi. 7 Aralık’ta 6 müridiyle (Şamdan Mehmet, Sütçü Mehmet Emin, Nalıncı Hasan, Küçük Hasan) Manisa’dan yola çıkan Derviş Manisa’dan yola çıkan Derviş Mehmet, 23 Aralık sabahı gün doğarken Menemen ‘e girdi. Belediye meydanında çevresine topladığı yaklaşık yüz kişiyle zikrederek şeriat ilan etmeye kalkıştı. Meydandaki kalabalığın bir bölümü bu çağrıya uymuş, bir bölümü ise seyirci kalmayı yeğlemişti. Silahlı asiler, on kişilik bir birliğin başında olaya müdahale eden yedek subay Asteğmen Kubilay’ı hemen ardından da Hasan ve Şevki adındaki iki mahalle bekçisini bağ bıçağı öldürdüler. Olay, arkadan yetişen askeri birlikler tarafından şiddetle bastırıldı. Bu arada Derviş Mehmet de vuruldu. Kaçanlar yakalandı, ilişkisi olanlar hakkında hemen kovuşturma başlatıldı. 27 Aralık’ta, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya ile Ordu Komutanı Fahrettin Paşa (Altay) İstanbul’a giderek Dolmabahçe Sarayı’nda, Edirne’den dönen Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal’e bilgi verdiler. Mustafa Kemal Paşa, 28 Aralık’ta Ordu’ya gönderdiği başsağlığı mektubunda şöyle diyordu: “Mürtecilerin (gericilerin) gösterdiği vahşet karşısında Menemen’deki ahaliden bazılarının alkışla tasvipkar (onaylar) bulunmaları, bütün Cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hadisedir.” 31 Aralık 1930’da toplanan Bakanlar Kurulu, Menemen ilçesi ile Manisa ve Balıkesir merkez ilçelerinde bir ay süre ile sıkıyönetim ilan edilmesine karar verdi. Yapılan yargılama sonucunda, 105 sanıktan 37’si için ölüm cezası verildi. 6’sının ölüm cezası yaş haddi nedeniyle 24 yıl “idama bedel hapis cezasına çevrildi. Öbür sanıklardan 20’sine bir yıl, 14’üne üç yıl, 6’sına 15 yıl, birine 12,5 yıl hapis cezası verildi, 27 sanık aklandı. Karar, 31 Ocak 1931 ‘de TBMM’ye sunuldu. Aynı gün Adalet Komisyonu’nda görüşüldü. Komisyon, 31 ölüm cezasından 28’ini onayladı.
Batı ‘da 3yy. Süren kanlı kavgalar, çatışmalar, savaşlar sonunda ulaşılan ‘laik ulus devlet modeli ‘ne kimi toplumda direnişler olağandır. Kubilay olayı bunlara acı örneklerden biridir. Günümüzde bile, dış destekli dinci-İslamcı siyasal akımların ve kanlı gerici saldırıların süregeldiği bir ülke olmaktan ne yazık ki kurtulamadık. Unutulmamalıdır ki, bugünlere kolay gelinmemiştir. Simdi tüm bunları görmezden gelip, dini bireysellikten Çıkararak siyasallaştırmak. Laiklik kavramının içini boşaltmaya çalışmak. Ülkeyi çağın gereklerinden uzaklaştırarak karanlığa mahkûm etmek anlamına gelmektedir.
Cumhuriyet kazanımlarına sahip çıkmak tarihsel görevimizdir. İrtica daima aydınlık geleceğimizin en büyük düşmanı olmuştur. Özellikle son yıllarda irticai etkinliklerde gözlenen hızlı artış, genç beyinlerin artan oranda karanlık çevrelerce tutsak alınmasına neden olmaktadır. Gençlerimizin bu güçlerce ele geçirilmesinin ülkemizin geleceğini de kararttığını unutmamalıyız. Gün. Kemalizm’i tüm çağcıl ve halktan yana ilkeleriyle gür sesle dile getirme ve Cumhuriyet değerlerine sıkı sıkı ya sarılma günüdür. Kubilay’ın kişiliğinde tüm devrim şehitlerimizi derin saygı ve özlemle anıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti tüm yurttaşlarının gönenci, mutluluğu ve onuru için çağdaş uygarlığın da ötesine geçme çabasını azim ve kararlılıkla sürdürecektir. Halkımız iç-dış güçlerin hain oyunlarına gelmeyecektir; birlik ve diriliğini koruyarak, emperyalizme yenilmeyecek, Bağımsız Cumhuriyeti’ni koruyacaktır .’
AdminAdmin