Madenci ailesi.
Yıllarca “Gemicilik ve Tersane İşletmeciliği” yaptı. Ereğli’de sanayinin öncüsü birkaç ailenin önünde geliyorlardı.
Yıllar içinde ailenin büyükleri Orhan Madenci ve Arif Madenci aramızdan ayrıldılar. Kurdukları imparatorluklar yavaş yavaş eridi, ticari zorluklar içine düştüler.
Tat-Metal.
Bugün Ereğli’de Erdemir’den sonra en büyük Sanayi devi.
Tat-Metal Yöneticileri Tersaneler Bölgesi’nde bulunan “Liman” işletmesini almak ve “Ticarete” açmak fikriyle bazı girişimlerde bulundular.
Bu çerçevede Madenci Ailesine ait bölge içinde “Satın Almak” opsiyonunu kullanmak için Mehmet Madenci’ye teklifte bulundular.
Banka icra borçlarını üstlendiler ve Madenci’ye de zararda kalmaması için “Helallik” teklifi sundular.
Madenci kabul etmedi, süreç durdu. Satış gerçekleşmedi. Saygı duyuyoruz.
Ağustos ayının 8.inde Ereğli’de bir şirket kuruldu. 13 ortaklı bir şirket!
Bu çok ortaklı şirketin kuruluşunda Kdz. Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Arslan Keleş ve Ereğli Belediyespor Asbaşkanı Halil Bozkuş başrollerde.
İçlerinde “Cola,cısı, Market’cisi, Pasta’cısı” ne ararsan var. Ama tek bir “Sanayicisi”yok!
İçlerinde “Fetö” soruşturması geçiren de var! O’nu başka bir yazımıza bırakalım.
Peki kurulan bu şirketin ilk işi ne olmuştur sizce?
Bir Fabrika satın aldılar arsa paylarıyla birlikte!
Banka’dan. İcra yoluyla!
Bugünkü değer, 35-40 milyon lira civarında olan fabrikayı 16 Milyon liraya “İcra” kanalıyla satın aldılar.
Başka bir deyimle! Çöktüler Fabrika ve Arsa’nın üzerine!
Peki bu alan kime aitti önceden?
Hasan Özdemir’e.
Ereğli’nin en köklü Sanayi öncülerinden olan bir isim. Yaptıkları, yardımları ile Ereğli’de “İz” bırakmış isimlerin en önde gelenlerinden. En önemlisi “Evlat Acısı” yaşamış bir büyüğümüz!
Ereğli’yi yönetiyorum zanneden Keleş ve Bozkuş efendiler!
Bu satış gerçekleşirken Özdemir’e gidip arada oluşan farkı ödemeyi teklif ettiniz mi kendisine?
Etmediniz, çöktünüz adamın ekmek teknesine…
Sizin gibi “İşadamlarının” adamlığına…(!)
Peki içinde “Sanayici” olmayan bu gurup bu alanda hangi işle iştigal etmeyi düşünüyorlar bu bölgede?
Demir ve Çelik Sanayi ürünleri kapsamındaki tüm mamul ve yarı mamullerin alımı, satımı, işlenişi, nakliyesi!
“Sanayi Devi” olmak peşindeler!
Yaptığı basın toplantılarında “Benim Erdemir’le tek akçeli işim yok” palavrası atan Keleş ne oldu da birdenbire “Sanayici” olmak gibi bir düşünce içine girmiş olabilir?
Bir yerlerden kesin bir “Işık” almıştır Keleş efendi!
Bir iddiaya göre deniyor ki Oyak Yönetim Kurulu içinde etkin bir isim Erdemir’in aldığı fiyatı ve miktarı yüksek bir hammadde’yi depolamak, Erdemir ve diğer fabrikalara satmak adına Arslan Keleş’in önünü açtığı şeklinde!
Ama bugün bu kişi Oyak Yönetim Kurulu içinde yer almıyor! Dolayısıyla bu işin sonu biraz “yaş” görülüyor! Sandal “su” almış gibi…
Ama asıl gerçek şu ki Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Arslan Keleş’in rüyalarını süsleyen tek bir konu var!
CÜRUF…
Peki, “Cüruf” ne demek? Rant demek, emeksiz menfaat demek. Kısaca! Milyarlar demek…
Son zamanlarda dikkat edin TSO seçimleri sonrası! Arslan Keleş sürekli “Cüruf” konusunda etrafındaki gazetecileri “dolmuşa” getirmenin peşinde! Gündem yaratma peşinde!
Oyak ve Erdemir Yönetimine 30 Kasım’a kadar süre vermişti ama hala ses seda yok kendisinden!
Ticaret ve Sanayi Odası’nı kendi menfaatleri çerçevesinde kullanmak peşinde!
“Güç Zehirlenmesi” yaşıyor!
7-0 almış ya seçimleri. Kimse değil, kendisi kazanmış zannediyor seçimleri! Zavallı…
TSO Binasını Oda sekreterine teslim etmiş, kendisi başka yerlerde!
Sürekli “Kafes Balıkçılığını Ereğli’de gerçekleştireceğim” diyerek Ereğli dışında! İncelemelerde!
Ereğli dışına giderken Odanın Resmi Plakalı aracını kendisi alıyor, yanına “Şoför” bile almıyor, ne yaptığı belirsiz!
Çıkar kokusu onunda yakında!
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı olan bir kişi nasıl olurda İcra yoluyla satılan bir alanı satın alır?
İnsan beyni almıyor!
Birde yanında Ereğli’de “İcralık” tüm arsaları, insanların hisselerini toplayan, canlarını yakan, Ereğli’de ismi ayyuka çıkmış adamı alıpta bu işleri nasıl kovalar, hayret!
Birde sen utanmadan “Milletvekili” olacağım diyorsun ya? Göreceğiz bakalım…
Bu “Güç Zehirlenmesi” yaşayan ve etrafını saran avanelerinin bir amacı daha var! En tehlikelisi!
Ereğli’yi yönetmek! Ereğli’yi zaptetmek!
Yaklaşan Genel seçimlerde nasıl aday adaylarıysalar “Yerel” seçimlerde de Belediye Başkan adayları hazır.
Bir değil 2, hatta 3 ismi belirlemiş durumdalar!
Ereğli’yi, Ereğli insanlarını kendi menfaatleri adına “Gütmek” hevesindeler!
“Sermaye Güçleri” ellerinde!
Yavaş yavaş Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın çevresinde de yer almaya başladılar!
Ama fikirleri de zikirleri de farklı!
Oysa Belediyelerin gerçek gücü “Halkın Gücü’dür!
Siz, siz olun “Sermaye Gücü” değil, “Halkın Gücü” nü kaybetmeyin!
Halk kişiyi karşılıksız sever!
Sermaye ise sadece kendi menfaatini sever!
Bunu unutmayın!
Sermaye’ye sarıldığınız sürece “Halkın Günü”nün yok olduğunu göreceksiniz, hissedeceksiniz!
Bu kişlerden arının!
Her gün bir haberle karşılaşıyoruz!
Oraya operasyon, buraya operasyon! Tutuklananlar, tutuksuz yargılananlar!
Uzakta aramayın!!!
“ÇETE” İÇİMİZDE…
Yazıktır, günahtır!
Şafak abi şunu sorgula bence, daha dün Posbıyık ile OYAK yönetimi arasında arabuluculuk gibi saygın bir misyonu üstlenen Arslan Keleş, bugün neden OYAK yönetiminden randevu alamıyor? Ne oldu da ERDEMİR yönetimi seçimi kaybedeceğini bile bile neden Niyazi Özcan'a destek verip, Arslan Keleş'e karşı net bir tavır sergiledi?
Ne oldu da Serdar Bakkaloğlu başkan yardımcısı oldu?