Deprem.
1999’da Gölcük Depremi. 2023 yılında 11 İlimizi etkileyen çok daha büyük, bugün itibarıyla 40 bine yakın insanımızı kaybettiğimiz acı felaket.
Maalesef ülkemiz yaşadı.
Elimiz kaleme gitmiyor. Sabah kalkıyoruz, bomboşuz, akşam oluyor uyku aklımıza gelmiyor.
Bölgeden bize ulaşan tüm görüntüler bizleri düşünceye itiyor, kurtarma çalışmaları gözlerimizi yaşartıyor.
Keşke diyorum, “organizasyon 24 saat önce daha hızlı olabilseydi, bilhassa “Madencilerimiz” ve “askeri birliklerimiz” öncelikle bölgeye gönderilebilselerdi, kurtarma çalışmaları daha fazla insanımızın kurtuluşunun önünü açabilirdi” şeklinde düşünüyorum.
Ama bölgeye devletin tüm gücüyle “Yardım Elini” uzattığını görüyorum. Birçok sivil toplum kuruluşunun, hatta içimizden birçok bireyin kendi imkânlarını bölgede yaşayan insanlara sunduğunu görebiliyorum.
Aşacağız elbet. Aramızdan ayrılanları unutmayacağız, aileleri bölünenlere sahip çıkacağız, o bölgede afeti yaşayan insanlarımıza 2.yaşamı sunmak için tüm imkânlarımızı seferber edeceğiz.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti bunun üstesinden gelecektir. Ben inanıyorum.
Deprem sonrasında Ereğli’de de büyük bir “Yardım” seferberliği başlatıldı. Kurum ve kuruluşlar, STK’lar bölgeye yardım gönderebilme yarışına girdiler. Ereğli Kaymakamlığı, Ereğli Belediyesi, Kızılay, Lösev, Deniz Ticaret Odası ve birçok STK, Parti ve kişi bölgeye büyük bir yardım konvoyu ‘nun gönderilmesine vesile oldular.
Ticaret ve Sanayi Odası da deprem bölgesine ilk günlerde elektrik verilememesine rağmen “Elektrikli Isıtıcıları” bir minibüsle bölgeye ilk gönderenlerin başında yer aldı! Müthiş katkı sağladılar, sağ olsunlar…
Bu noktada Ereğli Belediyesine ayrı bir yer vermek isterim. Ben her gün Atatürk Kültür Merkezi’ne giderek yapılan çalışmaları yakından takip etmeye çalıştım.
Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Kadın Gücü Kooperatifi Başkanı Neriman Posbıyık başta olmak üzere tüm belediye çalışanları ve Gönüllüler Ordusu Ereğli insanı, genci, yaşlısı, topyekûn “İmece” çalışması gibi büyük bir halka oluşturarak bugüne kadar “17 tır”ın bölgeye gönderilmesine vesile oldular.
Ereğli Halkı, Orta Direk olarak adlandırdığımız insanlarımız, işadamlarımız, esnafımız Ereğli Belediyesi’nin güvencesinde bölgeye giyecek, Su, Gıda, Kömür her çeşit malzemenin gönderilmesinde büyük bir seferberliğe ortak oldular.
Bugün Ereğli Kaymakamlığı’nın himayesinde 300’ün üzerinde aile 1100’ün üzerinde kişi “Deprem” Bölgesinden ilçemize gelmiş, Ev, Otel, misafirhane gibi çeşitli alanlara yerleştirilmiş durumdalar. Bu ailelerin “Gıda” ihtiyaçlarını Ereğli Kaymakamlığı organize ediyor.
Ereğli Belediyesi’de AKM’nin 2. katında depremzedelerin her türlü giyimleri ve yiyecek ihtiyaçlarını karşılamaları için “Mağaza” açmış durumda.
Ereğli Kaymakamlığı’ndan izinle tüm depremzedelerimiz bu “Mağaza”dan ihtiyaçlarını karşılayabiliyor.
Ama bu mağaza büyütülmeli. Tüm Ereğli’li işadamları, esnaflarımız, kuruluşlarımız “Depremzede”lerimizin ihtiyaçlarını rahat rahat karşılayabilmeleri için, onlara hissettirmeden eski hayatlarına dönebilmeleri ni sağlayabilmek için organize olmamız gerekiyor!
Sadece “Orta Direk” diye adlandırdığımız insanların evlerinden yardımları yetmiyor. Ereğli’li işadamlarımıza çok büyük görevler düşüyor. Katkıları gerekiyor!
Son yaşadığımız “Deprem” faciası bizlere gösterdi ki;
Bu işler Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emanet ettiği bayramlara, O’nu andığımız 10 Kasım Törenine bile gitmeye tenezzül etmeden O’nun kurduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne “Milletvekili” adayı olmayı düşlemeye benzemiyor!
Bu işler TMSF’nin eline düşüp, bir şekilde kurtulduktan sonra başkalarının malına TMSF üzerinden konmaya hiç benzemiyor!
Bu işler “Fetö’cülerin Zonguldak’ta düzenlediği “Türkce Olimpiyatlarına” Sponsor olarak büyük destek vermeye, caka satmaya hiç ama hiç benzemiyor!
Bu işler gariplerin arsalarından ufak bir hisse alıp, “İzale’i Şuu” adı altında arsanın tamamını kapatmaya, çökmeye, hiç ama hiç benzerlik göstermiyor!
Geçeceksiniz bu işleri!
Peşinizi bırakmayacağım!
Bugünlerde ortaya çıkacaksınız. Bugünlerde Türk halkının içinde, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yanında yer alacaksınız.
Bu “Deprem” bize gösterdi ki hepimiz bir “KUM TANESİ” kadarız.
Kimsenin ayrıcalığı yok! Bir “Kefen Bezi ve Toprak”.
Kimsenin “Cebi” kendisine ayrıcalık yaratmıyor!
Bir zerreyiz sadece Allah katında…
Ayrımsız…
Bu gerçeğin bilincinde yaşayacağız.
Devletin, halkın gücü ve sesi olacağız.
Sadece ve sadece…
Görev yaptığımız sürece… Nefes aldığımız sürece…
